kişisel blog

Vizyona giren filmler ; 29 Ekimden itibaren
This İs İt
Yönetmen:Kenny Ortega

Yapımcı:Kenny Ortega, Aeg Live

Görüntü yönetmeni:Kevin Mazur

Tür:Belgesel, Müzik

Yapım:
ABD 2009 150 dakika (Renkli)

Dil:İngilizce

Yapımcı Firmalar:Sony Pictures Entertainment
Popun kralı Michael Jackson hayatını ele alan bi' film . MJ nin ölmeden önce temmuz ayında çıkmayı düşündüğü turnesi Kenny Ortega tarafından beyaz perdeye aktarılıyor . Temmuz ayında Londra'da "This is it" adıyla başlayacak olan konserlerin Staples Center da yapılan prova görüntüleri yer alıyor . Ayrıca filme aralarında “Thriller”ında bulunduğu üç yeni video klip eklendi . Bence bu hafta gidilmesi gereken filmlerden bi' tanesi . Bu filme puanım 10 üzerinden 9 :)
Devamını okumak için tıklayın .

Hani bi' reklam varya . Çocuk üniversiteye gidiyor ; sınıfta yazı yazmadan önce annesi gelip sırasını siliyor , basket oynarken oyunu durdurup annesi terini siliyor . Çocuk ordaki kızlara madara oluyor hani . Heh .. Hafızanızı seviyim , nasıl da anladınız hemen . :)
Bildiğiniz gibi grip salgınına yakalanmışım .- Korkmayın ! domuz gribi değil :p - Sabahtan beri salonda 3 lü koltuğun başına geçmiş yatıyorum , elimde tv kumandası . Kalkacak mecalim yok ! Vücudumdaki son enerjiyle sesleniyorum kanatları eksik olan meleğime , Anneeeeeeeeeee , suuuuuuuu . Annem hemen bi' koşu suyu alıp geliyor . Anneeeeeeeeee , üşüdüm yorgannnnnn . Hemen bi' koşu yorgan alıp geliyor . Anneeeeee , çok sıcak oldu pencereyi açarmısın ? 
...
Ve daha niceleri . 2 eli kandada olsa yavrusunun sesini duyup hemen geliyor . Hastalandığımda yanıma annemin çorbası değilde annem gelsin ! 

Bu aralar üstümde acaip bi' kırgınlık vardı . Dün de halsizlik, yüksek ateş başlayınca 'domuz gribinden' korkup hemen hastaneye gittim . Acillerde ne kadar kalabalık ne kadar kalabalık anlatamam size . Salgın var galiba , en az yarım saat acilde hasta kaydı olmak için sıra bekledim . Hemen bi' iğne vurup gönderdiler beni . Bol bol istirahat etmemi söylediler , bende bi' kaç gün huzurlarınızdan çekiliyorum .
İyileşince yeni yazılarımla karşınızda olacağım . Kendinize iyi bakın .

Güzel ülkemin 4 bir tarafı Hasta adam'ı öldürmek isteyen düşmanlarla çevrilmişti . Mehmetçiğin ayağında giyecek bi' ayakkabısı , yiyecek bi' ekmeği bile yokken vatan için , bağımsızlık için , hürriyet için savaşmaya dünden razıydı .
M.Kemal atatürk daha erzurum kongresinde ülkenin yönetiminin cumhuriyet olacağının sinyallerini vermişti . Fakat önlerindeki en büyük engel Osmanlı Devleti kurulduğundan beri varolan saltanat , padişahlık dönemiydi .Saltanatın kaldırılmasıyla ilgili çalışmalar çoktan başlamıştı . 1 kasım 1922'de saltanatlık dönemi tarihin derin sularına gömülmüştü .
Birbiri ardına gelen olaylarla beraber 86 yıl önce tam olarak bugün cumhuriyetin temeli atılmış oldu . Bizlere bugünü gösteren Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşlarına saygı ve sevgiler .
Atam izindeyiz ! Sen rahat uyu . Bu ülkeyi bölmek isteyenler aynı 90 yıl önce Kurtuluş savaşında olduğu gibi canını vermek isteyen 70 Milyon TÜRK vatandaşıyla karşılaşacaklar . Ne mutlu TÜRKÜM diyene !
Hepinizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun .

arkadaş : kanka hayatımız çok monoton farkındamısın ?
ben : neden lan hergün değişik şeyler yaşıyoruz  oglum .
arkadaş : Kanka 20 yıldır hep biz yeniyoruz . bu gidişle bi' 20 yıl daha yeneriz gibime geliyo .
ben : ulan ! ^#%^+

Geçmişe dönüp baktığımda "ulan ne malmışım bee" dediğim anılarımdan bi' tanesi . ilkokul 2. sınıftayım galiba . :) adımı soyadımı yazmayı daha yeni öğreniyorken birde bu çıktı : demokrasiyi aşılama. İğneden korkan bi' yapım olduğu için bu 'demokrasiyi aşılama' yöntemine pek ısınamamıştım . Fakat sonradan anladımki bu aşılama o aşılama değilmiş . Öğretmen başladı anlatmaya , sınıf başkanlığı , başkan yardımcısı sizin oylarınızla seçilecek falan fistan . O sırada gözlerim parladı . Dedim ; ' ulan ozan ! senden süper başkan olur . ' . Küçüğüm ya ; başkan olunca bana özel şoför, maaş + sigorta, kantinden sınırsız cips + belediye gazozu alma, püsküllü kalem verilecek sanıyorum  .
Neyse hoca birine görev verdi , ertesi gün bi' ayakkabı kartonu getirmesini istedi . Güyaaaa seçim sandığı yapıcaz .Bizde küçüğüz ya , sıçtığımız boka aklımız yetmiyo heycanlandık . 4 tane aday seçildi tabii biride benim ve eve gönderildik. O gece şerefsizim uyuyamadım . Ya başkan olamazsam korkusuyla uyuyamadım.. Eğer başkan olamasaydım benim için o saatten sonra hayatın bi' manası kalmayacaktı artık . Olmalıydım . Ben başkan olacak adamdım , benim oğlumda başkan olmalıydı ve ben bu görevi ona padişahlık misali ona devretmeliydim .
Ertesi gün ...
Karton sınıfa getirilir , bi' güzel bantlanır . Pusulalar hazırlanır . Herkesin ismi yazılır . Benimkide yazıldı tabi . Afilli afilli yeşil renge yazılmıştı yanlış hatırlamıyorsam ... Sınıf boşaltıldı , herkes dışarda oy kullanacak olan kime oy vermek istiyorsa onun kağıdını alıp kutuya atacak . Bu zahmetli işlem tam tamına 5 dk sürdü :D 5 dk dan sonra karton açıldı ve hocanın casusları olarak nitelendirdiğimiz ispiyoncu kızlar oyları saymaya başladı.
veee beklenen oldu  . artık başkandım . Fakat ; hiç bi' hayalim gerçekleşmemişti . Ne özel şoför, ne maaş+sigorta, ne de püsküllü kalem .Hiçbiri hiiiiiiç :// Ulan insan bi' çikolata falan alır ! Hiç bi' cazibesi kalmadı artık başkanlığın bana ama artık yedik bi' bok çekicez derdini tasasını . :)) Yapabildiğim tek şey ; 'buraları benim babam yaptırdı' edasıyla tebeşiri elime alır ve konuşanları bi' güzel tahtaya yazmak ve  hocanın onlara azar çekmesini izlemek ...
Hayır , anlamadığım ; zaten bi' sene bu boku yiyosun , nefret ediyosun neden diğer 4 sene de aday oluyosun :) Bu sorunun cevabını halen bulmuş değilim :))

Pazar günü girdiğim bi' deneme sınavında türkçe sorularını çözerken karşıma paragraf sorusu çıktı . soruyu çözdüm fakat paragraf çok hoşuma gitmişti . Paylaşayım dedim :)

"Okurumdan tek isteğim yaşamlarını kitaplarımı anlamaya adamalarıdır ." diyen James Joyce'a karısı Nora Joyce, ilk ve son kez sesini hafifçe yükseltecektir : " Neden insanların okuyabilcekleri kitaplar yazmıyorsun ?"

Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen nedir ? :) Merak edenler için soruyu da yazdım ..

Japonyada 1.lig takımlarından Nagoya Grampus'u çalıştıran sırp çalıştırıcı Dragan Stojkovic oyunun durduğu esnada gol attı. Yaklaşık 50 metreden vurduğu şutla birçok futbolcuya taş çıkarttı valla :)

Kişilik yapımdanmıdır bilmiyorum ama merak ettiğim bi'şeyi yapmak için kendimi zorunlu gibi hissederim . Bunun bi'çok örneği var yaşamımda . Örn; forum açmak nasıl bi' duygu merak etmiştim , büyük bi' kazık yiyerekte olsa alan adı + host alarak bu deneyimi yaşadım .
Blog açmak nasıl bi' duygu dedim , ilk blogumu açtım . Daha sonra bateri nasıl çalınır diye merak ettim ve kursuna gittim , çalmasını öğrendim .
Bu aralarda kısa filmlere merak saldım . Nasıl çekilir , senaryoları nasıl yazılır , zormudur & kolaymıdır gibi sorular sordum kendi kendime . Hemen bilgisayarın başına geçip 'kısa film' hakkında araştırmalar yaptım . Ve hiçte göründüğü kadar kolay olmadığını anladım . Birçok terimsel sözcük , açılar , ışık vsvs. birçok sorunların varolduğunu anladım . Ama bu beni yıldırırmı ? hayırrrrrr .. araştırmalarım devam ediyor , sinema - tv fakültelerinden mezun olmuş birilerini buldum ve onlarla konuşma fırsatını bekliyorum . Öğrendiklerimi bizzat buraya da aktaracağım .

Her cuma olduğu gibi sinemalara birbirinden güzel , birbirinden komik yeni filmler geliyor . Bende bu filmleri sizler için anlatıyorum . Bu hafta sizlere 3 yeni film tanıtacağım . Tanıtacağım filmlerin 3ü de yerli filmler olacak .

2 Dil 1 Bavul : 
Yönetmen:
Orhan Eskiköy,Özgür doğan

Senaryo
Orhan Eskiköy
Yapımcı
Orhan Eskiköy Özgür Doğan Pieter van Huystee Yamaç Okur Nadir Öperli
Görüntü yönetmeni
Orhan Eskiköy
Kurgu
Orhan Eskiköy
Tür:
Belgesel Drama
Yapım:
Türkiye 2009 81 dakika (Renkli)
Dil:
Türkçe, Kürtçe
Dağıtıcı Firmalar:
Tiglon
Devamını okumak için tıklayın .

Bugün aldığım bi' habere göre 2010 eurovision yarışmasında türkiyeyi emre aydın temsil edecekmiş . Bana göre güzel bi' haber bu . sesi olsun , yorumu olsun eşsiz bi' sanatçı . söyleyeceği şarkı da türkçe olursa tadından yenmez vallahi .
Bildiğiniz gibi Emre Aydın mtv 2008 müzik ödüllerinde ' Avrupanın en iyi sanatçısı ' ödülüne layık görülmüştü . buda bizim için bi' + dır .
Eğer güzel bi' şarkı hazırlanırsa bu sene dereceye oynarız gibime geliyor . Başarılar emre aydın ...

Bildiğiniz gibi bu hafta nefesler tutulacak ve tüm türkiye sadece 1 maça kenetlenicek . Fenerbahçe - galatasaray derbisine . Bende bi' galatasaraylı olarak bu konuya blogumda yer vermek istedim açıkcası . Geçen sene attığım iddalar boş olmasına rağmen gönlüm galatasarayın kazanmasından yanaydı fakat yinede yenememiştik . Bu sefer kadromuzun ve teknik adamımızın iyi olmasından kaynaklanan bi ' kesin yeneriz abi bu maçı ' hissi var bende . Umarım bu hissim yanlış çıkmaz :)
yakındığım bi' konu daha var . Her derbide çıkan olaylar . Bunlar gerçekten üzücü olaylar . umarım bu derbide yaşanmaz .
not : iddiaya girmek isteyenler bana ulaşabilirler :)

Eğer haberleri izliyor&okuyorsanız çok sık duymaya başlamışsınızdır bu kelimeleri "domuz gribi" . Meksika da bi' domuz çiftliğinde meydana çıkan domuz gribi bugün insanların korkulu rüyası haline geldi tam manasıyla . Domuz gribi , kuş gribi ve diğer grip virüslerinin birleşimi olarak adlandırılıyor ve insandan insana solunum yoluyla geçme özelliğine sahip . Bildiğiniz gibi , kuş gribi sadece hastalıklı hayvanın etini yiyerek bulaşıyorken , domuz gribinde hastalıklı domuzun etini yiyerek virüs size bulaşmaz .
Peki , bu hastalığın belirtileri neler ?

Domuz gribide diğer grip türleri gibi ilk olarak yüksek ateş ve halsizlik ile başlıyor .Şiddetli öksürük , boğaz ağrıları,eklem ağrıları,iştahsızlık,titreme,üşüme gibi belirtilerde görülebilirken bunların haricinde kusma ve ishale de rastlanılmış .Domuz gribinde ölümcül derecede nitelendirilecek vakalar 25-40 yaşlarındaki yetişkinlerde görülüyor .
Bu hastalıktan korunmanın en iyi yolu hijyen . Özelliklede el temizliği çok önemli . Domuz gribinin aşısı ülkemize henüz geldi ve daha uygulanmadı . Bunun için bi' süreliğine eş, dost ,akraba vs. tokalaşmayı keselim . Sağlığımız için ...

Son günlerde sıkı bi' şekilde takip ediyordum deney7 yi . 2 finalistin ayrı ayrı kabinler içerisinde birbiriyle yarış halinde , verilen görevleri yapmasından ibaret olan bi'şey bu deney7 .
Finalistlerimizin adı nazlı ve oğuzdu . Ben nazlıyı destekliyordum hatta bi' görevinde ona bu blogda yer vererek yardım bile etmiş oldum .
Bugün, deney7 nin son günü olduğunu biliyordum . Bitmesini merakla bekliyordum fakat bitiş şovuna yetişemedim . Twitterdan anladığım kadarıyla kabinleri alıp bi'yerlere götürüyorlarmış ama tam olarak anlamış değilim . Oylara göre nazlının kazanmış olması gerekiyor ama hayırlısı =) yakında deney7 nin sitesinden açıklarlar 1. yi :)

Gta san andreas multiplayer oynayanlar için mutlaka okunulması gereken bi' konu bu . Bu konuda sizlere 'Sobeit Hack' yeni versiyonundan bahsedeceğim .

• Ne işe yarar bu Sobeit Hack ? 

Gta SA-MP oynarken , oyun esnasından değişik hileler yapmanızı sağlar..

• Ne tür hileler ? 

Araba indirme , silah hilesi , ölümsüzlük , hızlı gitme , uçma vs .

• Bi' çok hack indirdim , çoğu çalışmadı . Bu da öyle olmasın ? 

Kesinlikle çalışıyor , çünkü bende kullanıyorum . :)

• Nereden indirebilirim ? 

Buradan indirebilirsiniz .

• Programı indirdim peki nasıl kurucam ? 

Normal bi' program kuruluşunun aynısı . "next , next , next " den ibaret .

• Programı nasıl kullanabilirim ? 

Oyuna girdiğinizde F11 tuşu ile hack in ana ekran görüntüsüne ulaşabilirsiniz . F11 e bastıktan sonra oradaki menüden istediğiniz hileyi aktif - pasif edebilirsiniz .
Herkese iyi oyunlar .... :)))

Burası Finlandiya ;
Finlandiya hükümetine bak sen . İnternet vatandaşlarının yasal hakkı diye herkese 1 megabit geniş bağlantılı internet paketini bedavaya verme kararı aldı . Temmuz ayından bu yana uygulanan bu kampanya finlandiya halkı tarafından büyük ses getirdi .  2015 yılında 100 megabit geniş bağlantılı internet hizmeti vermek için alt yapı çalışmalarına başladılar .
Burası Türkiye ;
Türkiyenin ileri gelen telekom şirketlerinden TTNET vatandaşa kazığı sokmaya devam ediyor . Finlandiya hükümetinin verdiği 1 megabit beleş internetin aynısını TTNET ayda 29 ile 45 TL arasında değişen fiyatlarda veriyor .
eee nede olsa burası Türkiye . :) Kaşıkla verirler , kepçeyle alırlar

Geçenlerde bi' bestenin davul tablarını yazmam ve bunu kaydetmem gerekiyordu . bunun en kolay yolu org ( klavye ) den tonu bateriye ayarlamaktı . Fakat o anda elimde org olmadığı için alternatif fikirlere inmem gerekiyordu . Bunun için bi' arkadaşa danıştım ve bana FL Studio programını önerdi. FL Studio adlı programının demo versiyonunu buradan indirebilirsiniz .
Programı bilgisayarınıza kurun ve daha sonra fotoğraftaki işlemleri gerçekleştirin . Devamını okumak için tıklayın .

Bugünlerde yeni bi' akımdan bahsediliyor . bu akımın adı deney7 . 2 yarışmacıya bi' kabinde 7 gün boyunca görevler verilecek ve yarışmacılar bu görevleri yapmaya çalışacak . Benim bu konuyu yazmamdaki amaç da nazlı'ya biraz olsun yardım etmek :)
Nazlinin görevi 'Kişisel blog'larda kendinden bahsetmekmiş . bende hemen bu konuyu açıp az biraz destek olmak istedim .
Nazlıya destek olmak için ;
twitter
friendfeed
messenger
deney7
İşte nazlı ; 
endimi öven sözler yazmak istemedim. Bir destekçi grubumun hakkımda yazdığı yazıyı kullanmaya karar verdim.
“Nazlı Çelebi kız tavlası oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi TV'de Morbid Angel çalarken kolbastı oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi halkın akıl sağlığıyla oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi gururumla oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi üç maymunu oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi belediye otobüsünde uzun eşek oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi sezonun en kötü futbolunu oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi Japon noh tiyatrosunda kütük rolü oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi altılı ganyan oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi tribünlere oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi alıcısının ayarıyla oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi deve cüce oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi diz kapağındaki yaranın kabuğuyla oynasa oturur izlerim... Nazlı Çelebi dünyanın kaderiyle oynasa oturur izlerim... Nazlı o kadar şahane bir insandır ki, o ne yapsa izlerim. “
Teşekkür ederim şimdiden bu kadar desteklenmek harika.

Blogu açtığımdan beri hep bi' hayalim vardı . Birinin mim ini cevaplamak ya da bi' mimi başlatmak gibi . :) Birinden mim gelmediğine göre 2 seçeneği hayata geçiriyorum şuan .
Mim in konusu basit aslında . Blogunuz için yazdığınız yazıları nasıl tasarlıyorsunuz ? 

Öncelikle kafamda bi' konu belirlerim . Konuyu belirledikten sonra , konuya nasıl bi' resimin uygun gideceği düşünmeye başlar ve bu resmi aramaya koyulurum . Resmi bulduktan sonra bilgisayarda yeni bir metin belgesi açar ve yazımı oraya yazmaya başlarım . Daha sonra defalarca yazdığım yazıyı okurum . yazdığım cümleleri eleye eleye yayınlanmış olan yazı meydana gelir . Yazıyı yazdıktan sonra ise metin belgesini kaydeder ve arşivimde saklarım .

Bu mim takip ettiğim kelimelerbenim ve batukolik e gönderiyorum . Onlarda cevaplarlarsa sevinirim . :)

Geçen haftalarda windows live messenger kullananları bi' süpriz bekliyordu . Windowsun yeni sürümü çıkmış fakat kullanıcılardan düşük not alınca insanlar 8.5 sürümüne yöneldi . Bunun farkında olan windows güncelleme yapmayı zorunlu yaptı . Dediki ; 'ya bu deveyi güdersin , ya da bu diyardan gidersin.' . Millet zorla da olsa deveyi gütmeyi uygun gördü . Dedim ya , bu arayüz kullanıcılardan -bende dahil- düşük not aldı .Bunun için size bi' kıyak geçiyorum .
Güncelleme gerektirmeyen windows messengerin 8.5 sürümünü buradan indirebilirsiniz .İndirdiğiniz sürümü kurmak için windows 9.0 bilgisayarınızdan silmeniz gerekmektedir . CCleaner programı yardımıyla kayıtlı reg dosyalarınıda silerseniz tadından yenmez . Aksi taktirde sorun çıkartabilir :)

Issız bi' adaya düşsem yanıma alacağım 3 şey ;

• bilgisayarım
• modemim
• televizyonum

Televizyonumda izleyeceğim 3 şey ise ;

• Beyaz show
• Kingo disco
• Kurtlar Vadisi Pusu

Kurtlar vadisi pusu zaten haftalar önce yeni sezonuna başlamıştı fakat kingo disco ve beyaz show henüz yayın hayatına geçmemişti . Gözümüz yollarda kaldı . derkennnnnnnnn , dün akşam muhteşem 3 lünün geri kalan 2 ögesi de televizyonlarımızda yerini aldı . :)
Üstelik Kingo disconun bize bir sürprizi de var . Eskiden sadece cumartesi gecesi canlı yayın yapan Kingo Disco artık Cumartesi , Pazar ve Pazartesi geceleride yayın yapacak . Yani bizim için haftanın sadece salı ve çarşamba günü rahat rahat uyuyabileceğimiz günler .
Hoşgeldiniz sevgili programlarım :D yayın hayatınızda başarılar ..

Hani olur ya ... Bazı şeylerden çok sıkılırsınız , ondan kurtulmak için dakika sayarsınız . O sırada en ufak bi'şey bile size o sayılı dakikanın geçmesine yardımcı olacaktır. O anda kendinizi en çok kaleme yakın hissedersiniz . Alırsınız kalemi elinize; sıraya ,deftere, duvara saçma sapan şeyler yazarsınız . Bi' süre sonra oda size cazip gelmez . Bu sefer çevirmeye başlarsınız . İlk deneme başarısızdır kalem elinizden düşer . Ama pes etmek yok . bi' daha , bi' daha , bi' daha . Evet başardınız . Artık kalemi hiç düşürmeden seri bi' şekilde çevirebiliyorsunuz . Zaman artık sizin için daha çabuk geçecektir ama bu kalem çevirmede beni geçebileceğiniz anlamına gelmiyor :))

Ankara Bilkent üniversitesine bağlı bir ilköğretim okulunda domuz gribine yakalanan öğrenciler varmış . İlk olarak 4 kişide rastlanan bu hastalığın sayısı dün itibariyle 16 ya çıkmış . Bir salgın olmasından korkuluyormuş duyduğum haberlere göre . Ama sağlık bakanlığı "bunun korkulacak kadar bi' duruma gelmedi" açıklaması insanların içini rahatlatamadı .
Haftasonuna kadar domuz gribi aşısı getirtilecek . Eğer buda etki etmezse okullar erken kapanmaya gidebilirmiş . Kulaktan dolma haberlere göre , dersler televizyondan falan verilcekmiş sanırım . Tabi bu haber ne kadar doğru ne kadar yalan bilemiyorum .

Algıda seçicilik nedir ? bu konu hakkında bi' araştırma yapıyordum . Karşıma böyle bi' site çıktı . Konuyu okuduktan yorumlarada bi' göz atayım dedim . Fakat konu ile hiç alakası olmayan yorumlar gördüm :) Algıda seçiciliği algida seçicilik olarak yorumlayan yurdum insanı bakın ne tür yorumlar yapmış :)

bu yorumları okurken kimi zaman güldüm , kimi zaman ise düşündüm :) acaba numaramı yapıyorlar yoksa gerçekten bu yorumları yazarken ciddilermi diye :)))

Daha önceleri birçok forumlarda, websitelerinde,kişisel bloglarda vs sitelerde google nin çalışma ofisleri paylaşılmıştı . Bugün yeni keşfettiğim sitelerden birinde dolaşırken facebook un çalışma ofisini gördüm . Google ile bir karşılaştırma yaparsak kötü . Ama normal çalışma koşullarına göre karşılaştırırsak fevkıladenin fevkinde bi' ofis :) İnsanın burda çalışası gelmiyor değil hani .. Neyse lafı fazla uzatmadan resimlere geçeyim ben :))

Yakından ilgilendiğim bi' konu . Tarihe baktığımda savaşların birçoğu ;

• Yapıldığı meydandan adını almış ( örn : Malazgirt ) 
• Savaşı etkileyen adamın adını almış ( Napolyon )

vsvsvs.
Dünya savaşı deyince çok genel bi' isim almış oluyor . Ee kardeşim sen savaşı Avrupa'da yapmıyormusun ? yapıyosun .  Peki neden  bu savaşa neden dünya savaşı adını veriyosun . İşte bazı cevaplar  ;

• Sömürgelerin diğer kıtalara yayılmasından dolayı
• Avrupa devletleriyle çıkarı uymayan devletlerinde sahneye çıkmasından dolayı 

bu savaşa Dünya savaşı adı verilmiş . aklıma takıldı , buraya yazayım dedim . :)

Daha küçüğüm . 2 yada 3. sınıfa gidiyorum . Evimizde bilgisayar yok . Komşumuzun oğlu vardı onun bilgisayarıyla takılırdım . Onun bilgisayarındada GTA 2 bi' tane de aklıma getiremediğim bi' oyun vardı . Paso GTA 2 oynardım . Biraz önce GTA 2 yi indirdim , birazcık oynadım anılarım canlandı resmen ya . :=) Kendimi o yaşlarda gibi hissettim .
Biraz düşününce zamanın en güzel oyunuymuuş dedim kendi kendime . Öyle bi' senaryo kimin aklına gelir ya :) Oyunun tek bi' kötü yanı var ; mouse yi kullanamıyorsunuz . Alışmışım bütün oyunlarda mouseyi kullanmayı . Bu biraz garip geldi açıkçası .:)) Eğer sizinde yolunuz GTA 2 ye düşerse mutlaka deneyin denerim :)

Yaz tatili başlarken sizlere burada bahsetmiştim . Eski grubumdan bi' arkadaş ve tanıdığım bi' arkadaşla toplanmıştık .Bütün müzisyenler toplandık hesaaaabı . Fakat benim uzun süren mersin maceram ve onlarında tatile çıkmasından dolayı , bu hikaye pek fazla sürmemişti . Dün akşam tekrar toplandık ve konuştuk . "tuŞe" olarak devam etmeye karar verdik . Bugün davulumu hemen garaja taşıdık, kurduk . Diğer arkadaşlarda enstrümanlarını ve amfilerini getirdi . Bugün akşam (biraz önce) ilk çalışmayı aldık . Fazla paslanmamaşız . Yani uzun lafın kısası "tuŞe" yeniden toplandı . :)

Daha önce burada bahsetmiştik .Myspace , last.fm ve akilli.tv erişim engeli koyulmuştu. herhangi bir açıklama yapılmamıştı üstelik , kapatılma sebepleri ile ilgili . İnsanlar DNS adreslerini degiştirerek bu sitelere girebiliyordu . Artık buna gerek kalmadı , bu sabah saatleri itibariyle Myspace ve akilli.tv erişimleri kaldırıldı . Fakat last.fm erişimi halen kaldırılmadı . En kısa sürede onunda açılması dileklerimle ...

Youtubede gezerken bugün 'inna'nın hot adlı şarkısını dinledim ve aklım birden yazlıkta geçirdigim yaz günlerine döndü .Mithat diye bi' arkadaş bıktırmıştı resmen beni bu şarkıdan , bir insan bir şarkıyı bu kadar çok dinlermi ya :)))))))) Mersinde ; gece geç saatlerde yatmayı , sabah hatta aksama dogru kalkmayı , havuza girmeyi , içip içip sızmayı ... Yazın dinlediğim şarkılarının hepsini şimdi dinlesem aklım hep yazlığa gidiyor .:) gariptir ...

Bugünlerde yeni şarkılar dinlemek için bugun birkaç müzik marketlerine gittim . Yeni çıkanlar bölümünde gözüme 2 sanatçının isimleri dikkatimi çekti : " Demir demirkan ve Sertab erener " . 2 süper insan biraraya gelmiş resmen . Gitarı tam manasıyla öttüren Demir demirkan , sesi ve yorumuyla insanı kendinden alıp uzaklara götüren sertab erener birleşirse ortaya nasıl bir ürün çıkar varın siz düşünün . :)) "Painted On Water" isimli projenin yapımcılığını dünyaca ünlü ' Jay Newland ' üstlendi . Projenin içerisinde ise Türkiye'nin değişik yörelerindeki 14 türkünün batı müziğine uyarlanmasından ibaret .
Türkçesi ' Suya boyanmış ' olan albümde 14 adet türkülerin ve ezgilerin rock , caz ve blues tarzında yorumlayan ikili "Painted On Water' adlı albümüyle müzik marketlerde yerini aldı . 
Ben gidip bugün albümü aldım ve hemen dinlemeye koyuldum . Şiddetle tavsiye ediyorum . :)) İyi eğlenceler ...

Yaklaşık olarak 5 aydan beri 'ozanagore' de blogluyorum . Daha öncede burada ve burada bloglamıştım fakat bu maceralar çok fazla sürmemişti . Kişisel blogumla daha bi' mutluyum sanki .. Ama bu blog olmasaydı acaba n'olurdu şimdi ? .

• Yazım kurallarına bu kadar dikkat etmezdim . 
• Şuan bu konuyu yazmakla değil , herhangi bir bilgisayar oyununu oynayarak vakit geçirirdim .
• Resimli bağlantı takası yaptığım kişilerin bloglarını okuyamazdım . Başka blogları takip edemezdim.
  
• İnterneti sadece oyun aracı olarak görmeye devam ederdim . 

Peki 'kişisel blog' umu açtıktan sonra n'oldu ?

• Yazım kurallarına son derece dikkat etmeye başladım , Türkçeyi düzenli kullanmaya gayret etmeye başladım.
• Zamanımı oyun oynayarak değil , daha çok güncel olayları takip ederek , sürekli birşeyleri araştırarak geçirmeye başladım . 
• Başka blogları takip ederek bilgi dağarcığımı genişlettim . 
• Yeni sanal arkadaşlar edindim . 
• İnternetin değişik yönlerini görmeye başladım .
  

Yandaki resime bakınca ne kadarda korkunç gözüküyor öyle değilmi ? İnsan ister istemez düşünüyor ; böyle bir hayvanın nesli neden&nasıl tükendi? diye . Bu konu hakkında birsürü rivayet var . Onlardan birkaçı ;

• Dinazorlara göktaşı çarpmış ve hepsi birden yokolmuş .
• Çok aşırı soğuktan ölmüşler ( buzul çağına denk geliyor galiba bu çok soğuk zaman [: ) ] ) 
• Yiyecek bulamamışlar [ :p ] ( Bunu ben salladım ) 
• Dişi dinazorlar erkeğine pas vermemiş ve üreme durmuş . [ :P ]
• Allahın bir hikmeti .

gibi uzayıp gider bu liste ...Sizinde aklınıza gelen varsa buradan yazabilirsiniz ..
Bu konuyu niye yazdım bilmiyorum , ama bugun bunu çok düşündüm :=))))

Her zamanki yaptığım işi yapıyordum . Saat 19.00 oldu ve Türkiye'de dünyada ne olup bittiğini öğrenmek için televizyon başına geçmiştim . Belki bugun bende bir terslik vardı fakat hiç rahatsız olmadıgım kadar rahatsız olmuştum bugün. Nedeni ise haberlerde verilen ; cinayet , adam kaçırma , çatışma , ülkenin hiçte iç açıcı olmayan görüntüleri .
Geçenlerde şans eseri BBC World kanalını izliyordum . Orda o gün içinde yapılan insanların yararına olan haberler , sosyal yardımlaşma kurum ve kuruluşlarının yaptığı faaliyetlerden bahsederken birde ülkemizin haber kanallarına baktım . Hiç şüphesiz 1 saatlik haber yayınının en az %80-90 u adam yaralama,gasp,tecavüz, taciz vb haberlerle geçiyor . Bence yanlış bir davranış . Bugunden itibaren internet dışında haberleri takip etmemeye karar verdim .

Dün açıklanan duyuruya göre , birçok hotmail , Messenger kullanıcıların şifreleri illegal bir şekilde nette paylaşılmış . Bunun üzerine hotmail yetkilileri yaptıkları duyuru ile kullanıcılarını şifre degiştirmeye teşvik etmeye çalışmaktadırlar .

Hotmail gibi güvenlik seviyelerinin en üstte olduğu bir şirketin açık vermesi gerçekten şaşırtıcı . Umarım kısa sürede açık giderilir ve kimsenin hesabına birşey olmaz .

Kişilik yapımdanmıdır bilmiyorum ama birşeye çok fazla bakınca sıkılıyorum ve degiştiresim geliyor . Mesela bir ayakkabıyı çok fazla giyemem , yada bir kıyafeti . Hemen degiştiririm . Aynısı blogum içinde geçerli . Eski temamdan sıkıldığım için yeni tema arayışına girmiştim . Önceki temam klasik şablon olduğu için biraz kasıntılı ve zahmetli oluyordu .. Daha pratik olan bir tema arayışına koyuldum . plus2 çıktı karşıma . Yapımcısı ünlü blogger temalarını yapan dantearajuo. Kendime göre widgetlarımı ekledim deneme blogunda ve direkt buraya attım temayı .
Bakalım , bu tema ne kadar dayancak acaba ? :)))

Liberal topluluk blogunu okurken karşıma çıktı . son zamanlarda kapanan siteler bir hayli çoğaldı . myspace , last.fm, akıllı tv derken , su sıralar facebookta oynanma rekorları kıran oyun farmville a  da erişim engellendi .Oyuna girmek isteyenler oyuncular şöyle bir uyarı ile karşılaştılar ;

"5651 sayılı yasa uyarınca katalog suçlar kapsamında yapılan teknik inceleme ve hukuksal değerlendirme sonucunda; bu internet sitesi (zynga.com) hakkında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın 02/10/2009 tarih ve 421.02.02.2009-272446 nolu kararı gereğince İDARİ TEDBİR uygulanmaktadır.

(After technical analysis and legal evaluation based on the catalog crimes of the Law no 5651, Administrative measure has been taken for this website (zynga.com) according to decision no 421.02.02.2009-272446 dated 02/10/2009 of "Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı")
http://www.tib.gov.tr | http://www.ihbarweb.org.tr"

Dalgamı geçiliyor bizle anlamıyorum ? otlar böcekler inekler çiftlik . tüm bunların bünyeye nasıl bir zararı olabilir ki ? Darısı google başına ...  

Bugün sabah magazinleri izlerken karşıma çıktı bu haber. Televizyon dünyasının Seyfo dayisi olarak tanınan Nihat NİKEREL gece geç saatlerde uykusunda kalp krizi geçirerek dünyaya gözlerini yummuştur. Kurtlar vadisi gibi birçok yapıtta rol alan Nihat NİKEREL'e Allahtan rahmet yakınlarına ise başsağlıgı diliyorum .

Nihat NİKEREL'in oynadığı bazı filmler ;
İpsiz Recep "Emice"
Köprü - 2006
Yolun Sonu - 2005
Kurtlar Vadisi - 2003
Zerda - 2002
Deli Yürek: Bumerang Cehennemi - 2001
Bıçak Sırtı - 2001
Sıcak Saatler - 1998
Aynalı Tahir - 1998
Süper Baba - 1993

Hani bir reklam var şu sıralar gündemde . Burası istanbul , burası istanbul diye diye başımızın etini yiyorlar . Bende onu degiştirdim biraz ; burası türkiye kardeşim . Burda heran herşey olabilir ?!!!
Geçenlerde yapılan Polis meslek yüksek okulu sınav sorularının çalındıgı üzerine bir iddia vardı ortada .Açıkcası ben pek fazla inanmıyordum . Fakat bugun sabah izledigim bir haberde soruların çalındığı doğrulanmış ve sınav iptal edilmiş. Sınav sorularının %80 inin cevabı sınava girecek kişilere e-mail yoluyla gittiği iddia ediliyor .
Ey benim güzel memleketimin güzel insanı . Sen nasıl olurda bu soruları çaldırmayı becerirsin ? Sınava giren insanlara yazık . O kadar stres , o kadar heycan simdi hepsi boşa gitti .
Sınav 1 kasım da tekrarlanıcakmış . Sınavın tekrarlarnması kimileri için avantaj kimileri içinse bir dezavantaj durumu teşkil etmekte fakat yapılacak birşey yok gibi görünüyor .
Sınava tekrar girecek olanlara başarılar diliyorum . Umarım sınav dilediginiz gibi geçer .  

bildiğiniz gibi sinemalara her hafta cuma günü yeni filmler vizyona giriyor . Bu hafta sinemada iyi vakit gecirmek isteyenler için birbirinden güzel 7 film gösterime giriyor .Fakat ben size burda en çok begendigim  3 filmi tanıtacagım . Aksiyon,macera, romantik,komedi içerikli film arayanlar için bu hafta çok çabuk geçecek gibi gözüküyor .
Vizyona giren filmler :
Ölümcül tuzak :

Yönetmen: Kathryn Bigelow
Oyuncular: Jeremy Renner, Anthony Mackie, Brian Geraghty, Ralp Fiennes, Guy Pearce

Senaryo: Mark Boal
Müzik: Marco Beltrami, Buck Sanders
Görüntü Yönetmeni: Barry Ackroyd
Kurgu: Bob Murawski
Tür: Savaş / Aksiyon / Dram
Süre: 131 dk.
Yapım: 2009, ABD
Dağıtım: Tiglon Film  www.tiglon.com.tr

Gösterim tarihi: 2 Ekim 2009
Çavuş James (Jeremy Renner) yeni atandığı görevinde, yüksek eğitim almış bir grup askeri şiddet dolu bir çatışmaya gönderir ve emir altındaki askerler Sanborn ve Eldridge’i (Anthony Mackie and Brian Geraghty) ölümcül bir şehir muharebesinin içine salarak onları şaşırtır. James adeta ölüme meydan okurca kaygısız davranmaktadır. Askerler yeni ve vahşete eğiilmli önderlerini zaptetmeye çalışırken, şehir de kaos ortamına dönüşür ve James’in karakteri, yanındaki herkesin hayatını değiştirecek şekilde açığa çıkar.
Son veda :
Orjinal Adı: Okuribito - Departures

Yönetmen: Yojiro Takita
Oyuncular: Masahiro Motoki, Tsutomu Yamazaki, Ryoko Hirosue, Kazuko Yoshiyuki

Senaryo: Kundo Koyama
Müzik: Joe Hisaishi
Görüntü Yönetmeni: Takeshi Hamada
Kurgu: Akimasa Kawashima
Tür: Dram / Müzik
Süre: 130 dk.
Yapım: 2009, Japonya
Dağıtım: Warner Bros.

Gösterim tarihi: 2 Ekim 2009  
"Tabutlama", ölünün yaslı yakınlarının huzurunda törenle yıkanması, giydirilmesi ve tabuta konulması hevesle istenen bir kariyer olmasa da, Son Veda’deki örneği hem yürek ısıtan hem de hayatı onaylayan bir işlev görüyor."
Orjinal Adı: Funny People

Yönetmen: Judd Apatow
Oyuncular: Adam Sandler, Seth Rogen, Leslie Mann, Eric Bana, Jonah Hill

Senaryo: Judd Apatow
Müzik: Michael Andrews, Jason Schwartzman
Görüntü Yönetmeni: Janusz Kaminski
Kurgu: Brent White, Craig Alpert
Tür: Komedi / Dram
Süre: 146 dk.
Yapım: 2009, ABD
Dağıtım: UIP Filmcilik  www.uip.com.tr

Gösterim tarihi: 2 Ekim 2009
Ölmek üzere olan bir komedyenin yaptıgını anlatan bir film. Gülmek isteyenler için birebir :)